İş yerinde kreş olmaması haklı fesih sebebi midir?
Aralık 8, 2021Avukat Haydar ŞENÖZ
- İŞ YERİNDE KREŞ ZORUNLULUĞUNUN AÇIKLANMASI
Makalemizin konusunu değinmeden önce işyerlerinde kreş açma zorunluluğu ile ilgili mevzuatın getirmiş olduğu düzenlemeleri özet olarak açıklamakta fayda bulunmaktadır.
- İş Yerlerinde Kreş Zorunluluğu Hangi Mevzuatta Ayrıntılı Olarak Düzenlenmektedir?
İş Yerlerinde Kreş Zorunluluğu’na ilişkin konunun ayrıntıları 16.8.2013 tarihli ve 28737 sayılı Resmî Gazete ‘de yayımlanan Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’te yer almaktadır.
1.2. Hangi İşyerlerinde Kreş Kurma Zorunluluğu Bulunmaktadır? Ve Koşulları Nelerdir?
16.08.2013 tarihli Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik uyarınca işverenlere;
Yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun,
– 100-150 kadın çalışanın olması halinde emzirme odası kurma,
– 150 den çok kadın çalışanın olması halinde ise, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından kreş açma zorunluluğu getirilmiştir.
Oda ve yurt açma yükümlüğünün belirlenmesinde, işverenin belediye ve mücavir olan sınırları içinde bulunan tüm işyerindeki kadın çalışanların toplam sayısı dikkate alınır.
– Emzirme odası ve/veya yurt kurulması için gereken kadın çalışan sayısının hesabına erkek çalışanlar arasından çocuğunun annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş olanlar da dâhil edilir.
Düzenleme gereği işverenler, kadın çalışanların tamamı bekâr veya çocuğu olmasa da kreş veya emzirme odası kurmak zorundadır.
Kadın çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işverenler, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta, bu Yönetmeliğin ekinde belirtilen şartları taşıyan emzirme odası sağlamakla yükümlüdür.
Kreş işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür. İşverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlüğünü, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
1.3. Oda Ve Kreşten Kimler Yararlanacaktır?
Oda ve yurtlardan kadın çalışanların çocukları ile erkek çalışanların annesi ölmüş veya velayeti babaya verilmiş çocukları faydalanır.
Odalara 0-1 yaşındaki, yurtlara velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan 66 aylığa kadar çocuklar alınır.
Oda ve yurtlarda, çocuklar ve görevliler dışında başkasının bulunması ve bunların başka amaçlarla kullanılması ve bulunması yasaktır.
Yurtlarda çocuklar yaş gruplarına uygun olarak birbirinden ayrı bulundurulurlar.
Çocuklar, oda ve yurtlara işbaşı yapılmadan bırakılır, işin bitiminde alınır. Anne ve babalar, odaların ve yurtların disiplin ve yönetimine dair kurallara uymak şartıyla ara dinlenmesinde çocuklarını görüp bakımıyla ilgilenebilirler.
1.4. Kreş Kurmak Zorunda Olan İşletmeler İçin Alternatif Bit Yöntem Bulunmakta Mıdır?
Mevzuattaki düzenlemeler doğrultusunda işverenlerin, yaşları ve medeni hâlleri ne olursa olsun 150’den çok kadın çalışanı bulunması halinde 0-60 aylık çocuklar ile velisinin isteği üzerine ilkokula kaydı yapılmayan 60-66 aylık çocukların bakım ve eğitimleri için belirlenen şartları taşıyan bir yurt kurması yükümlülüğü bulunmaktadır. Diğer taraftan işverenler, ortaklaşa oda ve yurt kurabilecekleri gibi, oda ve yurt açma yükümlülüğünü, kamu kurumlarınca yetkilendirilmiş yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerine getirebilirler.
Buna göre ilgili düzenlemede oda ve yurtlar ile ilgili olarak işverene yükümlülük verilmiş olması ve giderlerinin tamamının işverenlerce karşılanacağının hükme bağlanmış olması nedeniyle bu yükümlülüğün hizmet alımı yoluyla yerine getirilmesi hâlinde kısmi de olsa çalışanlardan ücret talep edilemez. Maliye Bakanlığı tarafından konuyla ilgili yapılan değerlendirmeye göre yükümlülüğün kamu kurumları tarafından yetkilendirilmiş özel kreş ve çocuk yurtlarından hizmet alımı ile yerine getirilmesi hâlinde yapılacak ödemelerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi çerçevesinde safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılmasının mümkün bulunduğu değerlendirilmektedir.
İşverenlerin açmış oldukları kreşlerle ilgili bildirimde de bulunmaları gerekmektedir. Buna göre, açılan kreşlerle ilgili bilgi ve belgeler, açılma tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde bir rapor halinde Millî Eğitim Bakanlığı ile bağlı oldukları Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne gönderilmelidir.
1.5. Kreş Bulundurmamanın Yaptırımları Nedir?
İşverenlerin kreş bulundurmamaları veya kreşi yönetmelikte belirtilen şekilde kurmamaları halinde bu hukuka aykırı durum idari para cezasını doğurabilmektedir.
Ödenecek idari para cezası tutarı işyerinin tehlike sınıfına göre değişmektedir. Buna göre, 2021 yılında her tespit için; Az tehlikeli işyerinde 3.833 TL, Tehlikeli işyerlerinde 5.110 TL, Çok tehlikeli işyerlerinde 7.666 TL’dir.
- İŞYERİNDE KREŞ BULUNDURMAMA HAKLİ FESİH SEBEBİ OLABLİR Mİ?
Makalemizin konusunu teşkil eden husus ile ilgili olarak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2016 tarihli 2016/19971 sayılı kararı ışık tutacaktır.
2.1. Davacı İşçi İsteminin Özeti:
Davacı, Şubat 2006, Ağustos 2012 tarihleri arasında davalı işyerinde bireysel bankacılık merkezinde bireysel pazarlamacı olarak çalıştığını, davacı gebelik ve doğum izni nedeniyle, Ekim 2011 tarihinden Temmuz 2012 sonuna kadar ücretli ve ücretsiz izin kullandığını ve izninin 31.07.2012 tarihinde sona erdiğini, davalı şirkette binleri aşan çalışanı bulunmasına rağmen kreş ve bakım evinin bulunmadığını, ayrıca yapmış olduğu iş nedeniyle astım hastalığına yakalandığını bu durumu üstlerine bildirerek görev yeri değişikliği yapılmasını talep ettiğini, ancak bir değişiklik yapılmadığını, davacı davalı işverene ihtarname ile kreş temin etme yükümlülüğünü hatırlatarak aksi halde iş akdini feshedeceğini ihbar ettiğini, davalı bankanın davacının ihtarnamesinde belirttiği sebepleri kabul etmeyerek istifa sayıp davacıyı işten çıkardığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı alacağını talep etmiştir .
2.2. Davalı İşyeri Cevabının Özeti:
Davalı, davacının bankaya ulaşmış, fesihten vazgeçtiği yönünde beyanı söz konusu olmadığını, tam aksine iş ilişkisini sona erdirdiğine dair yazılı İnsan Kaynakları Müdürlüğü’ne hitaben yazılmış beyanı olduğunu, davacının yaptığı iş dolayısıyla astım hastalığına yakalandığı ve bu nedenle departman değiştirilmesini talep ettiğine dair talebinin olmadığını, davacının yapmakta olduğu işin, astım hastalığına neden olmayacağını, davacının iş akdinin istifa nedeniyle sona erdiğinin kabul edileceği ihtar olduğundan, iş akdinin haklı sebeple feshedilmiş sayılmasının mümkün bulunmadığı ve davacının bu kapsamda kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
2.3. Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, davacının kreş temininin gerçekleştirilmemesi halinde 01/08/2012 tarihinde haklı nedenle feshedeceğini bildirmesi, bu nedeninin 4857 sayılı Kanunun 24.maddesi kapsamında olmaması nedeniyle istifa olarak kabul edileceği, davacının bu fesih iradesinden vazgeçtiğine ve işe başladığına dair bir olgu da mevcut olamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
2.4. Yargıtay Kararı
4857 sayılı İş Kanunu’nun 24’üncü maddesinde işçinin haklı fesih halleri düzenlenirken (II) bendinin (f) alt bendinde son cümle olarak “yahut çalışma şartları uygulanmazsa” şeklinde ifadeye yer verilerek, çalışma koşullarının uygulanmaması durumu işçinin haklı fesih nedenleri arasında yerini almıştır.
Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelikler, bireysel ya da toplu iş sözleşmeleri, işyeri personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklarla, işyeri uygulamalarının çalışma yaşamına etkileri sonucu her bir iş ilişkisinde çalışma koşulları meydana gelir.
14.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 25522 sayılı Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’in 15.maddesine göre, işverenin belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunan tüm işyerlerinde, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, toplam 150’den çok kadın çalışanı olması halinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması, bakımı ve emziren çalışanların çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın belirli şartları taşıyan bir yurdun kurulması zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta, davacı doğumdan sonra işe başlamadan önce gönderdiği ihtarname ile davalı işverene bu yükümlülüğünün gereği işyerinde kreş açılması gerektiği aksi takdirde iş sözleşmesini feshedeceği ihtarında bulunmuş, davalı işveren ise böyle bir yükümlülüğün bulunmadığını, davacının ihtarnamesinin istifa beyanı olarak kabul edileceğini bildirmiştir. Davacının izninin bittiği ve işe başlaması gereken 01/08/2012 tarihinde işe başlamak istediği, işverenin davacıyı istifa ettiği gerekçesiyle işe başlatmadığı davacı tanığının ifadesinden anlaşılmaktadır.
Yönetmelikteki düzenleme gereği işverenin kreş açma zorunluluğu bulunmakta olup, bu yükümlülüğünü yerine getirmeyen işveren karşısında işçinin iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı bulunmaktadır. Ancak, davacı 01/08/2012 tarihinde işe gelerek çalışma isteğini ve iş sözleşmesini feshetme iradesinin bulunmadığını göstermiş, işveren tarafından davacının çalışmasına izin verilmemiş olup, bu nedenle davalı işverenin iş sözleşmesini feshettiğinin kabul edilmesi gerekir. Davalı haklı sebeple iş sözleşmesini feshettiğini ispat edemediğinden Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu taleplerin yazılı gerekçeyle reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.