Sponsorluk harcamaları nasıl vergilendirilir.
Aralık 8, 2021Avukat Haydar ŞENÖZ
GİRİŞ
Çoğu kez yazılı veya görsel medya da bir faaliyetin belirli bir kuruluşun sponsorluğunda yapıldığını duymuşuzdur.
Sponsorluk bir olay ya da faaliyet için direkt bir kuruluş yerine bir organizasyon tarafından bir olaya yada faaliyete yönlendirilen (para, insan gücü, ekipman gibi) kaynakların karşılanmasıdır. Bir başka ifadeyle sponsorluk, yer ve zaman satın almaksızın işletme amaçlarına yönelik kitle iletişim araçlarındaki gösteri ve olaylara yapılan yatırımlardır. Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere şirket tarafından hedef kitleye-müşteri sahasına ulaşabilmek ve bu müşteri kitlesini genişletmek-saha alanını artırmak amacıyla sponsorluk harcaması yapılmakta, her geçen gün küçük ve büyük ölçekteki şirketler sponsorluk faaliyetlerini artırmakta ve bu yönde daha fazla tanıtım amacı gütmektedirler.
Şirketler genellikle sponsorluğu; imajlarını sağlamlaştırmak, kurum kimliğini oluşturmak, hedef kitle nazarındaki algılamayı belirlemek, sosyal sorumluluk amaçlarıyla yapmaktadırlar.
İşte yapılan bu sponsorluk harcamalarının harcamalarının vergisel boyutunun nasıl olduğu makalemizde açıklanmaya çalışılacaktır.
- 1. SPONSORLUK HARCAMALARI NELERDİR?
Sponsorluğun vergisel boyutuna değinmeden önce sponsorluk hakkında kısaca bilgiler verilecektir. Sponsorluğun birçok türü vardır. Bunlara aşağıda kısaca değinilecektir:
1.1. Spor Sponsorluğu
Bu en çok kullanılan türüdür. Hitap ettiği kitlenin büyüklüğü nedeniyle bu tür çok fazla tercih edilmektedir. Bu tür, amatör veya profesyonel spor kulüplerinin formalarına, lig isimlerine, organizasyona (UEFA, Şampiyonlar Ligi vb.) maddi ya da ürün desteği şeklinde olabileceği gibi kendi ürünlerini bedelsiz verme şeklinde de olabilmektedir. Spor sponsorluğu bazen ise bireysel sporculara sponsor olmak şeklinde olmaktadır.
1.2. Kültür ve Sanat Sponsorluğu
Bu en çok kullanılan ikinci sponsorluk yöntemidir. Bu tür sponsorlukta yarar uzun sürede alınabilmektedir. Ticari yarar arka plandadır. Bu tür sponsorlukta çeşitli kültürel ve sanatsal etkinlik, sergi, konferans, panel, arkeolojik kazı ve yayınlara (CD, kitap vb.) sponsor olunması söz konusudur.
1.3. Sosyal Sponsorluk
Firmalar bu yönteme, artan rekabet ortamında diğer firmalardan ayrılıp farklı bir noktaya gelebilmek için başvururlar. Kurumsal kimliği oluşturma, imaj edinimi diğer amaçlardır. Bu kapsama çevre, eğitim ve sağlık sponsorluğu girebilir. Bir okula, kütüphaneye, laboratuvara veya bir hastaneye sponsor olanın adının verilmesi, erozyonla mücadele için oluşturulan fona yapılan katkı bu kapsamda yapılan sponsorluklara bir kaç örnektir. Firmalar sosyal sorumluluk amacıyla bu tür proje ve etkinliklere sponsor olarak toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda kar amacı taşımadan sponsorluk faaliyeti yapabilmektedirler
- 2. SPONSORLUK HARCAMALARININ VERGİLENDİRİLMESİ
Sponsorluk Harcamalarının vergi kanunları çerçevesindeki durumu çeşitli Kanunlar açısından aşağıda açıklanmıştır.
2.1. Kurumlar Vergisi Bakımından Değerlendirilmesi
Kurumlar vergisi yönünden sponsorluk harcamaları vergi kanunlarında özel olarak düzenlenmiştir. GVK’nın 40’ıncı maddesinin 1 numaralı bendindeki ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderlerin ticari kazancın tespitinde doğrudan indirilebileceğine ilişkin genel hükmün varlığına rağmen sponsorluk harcamalarının vergi kanunlarında özel olarak düzenlemesinin nedeni bu harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile dolaylı ve ölçülemeyen ilişkisinin var olmasıdır. KVK’nın “Diğer İndirimler” başlıklı 10’uncu maddesinin (1)-b bendinde “21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17/6/1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının sözü edilen kanunlar uyarınca tespit edilen amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si”nin kurum kazancından indirileceği hükme bağlanmıştır. Bu hüküm spor sponsorlukları kapsamında yapılacak harcamaların kurum kazancının tespitinde nasıl dikkate alınacağını hükme bağlamıştır. KVK’nın 10’uncu maddesinde “Kurumlar vergisi matrahının tespitinde; kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından sırasıyla aşağıdaki indirimler yapılır.” şeklinde bir ifade yer aldığından ilgili hesap döneminde tahakkuk eden sponsorluk harcamaları ancak ilgili dönemde kurum kazancı oluşması halinde indirim konusu yapılabilir. İlgili yılda matrah oluşmuyorsa söz konusu giderler KKEG olarak kurum kazancına ilave edilir ve bu giderler zarar artırıcı unsur olarak dikkate alınmayarak izleyen döneme devredilmez. Yine 1 Seri No’lu KVK Genel Tebliği’nde;
“Sponsor olan kurumun adının anılması koşuluyla,
Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
Spor malzemesi bedeli,
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdî harcamalar,
Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde ayni ve nakdî ödemeler gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.”
açıklamaları yer almaktadır.
Spor sahalarına, sporcuların veya diğer ilgililerin spor giysilerinin ya da spor araç ve gereçlerinin üzerine yazılı veya elektronik sinyaller yardımıyla sanal olarak kurumun tanıtımının yapılmasını sağlayacak amblem, marka, isim ve benzeri işaretler konulması gibi doğrudan ticari fayda sağlayan ve kurumun tanıtımını amaçlayan harcamalar ise reklâm harcaması olarak değerlendirilecektir.
Ayrıca, sponsorluk faaliyetinin yanında reklâm ve tanıtım amacını da içeren işlemler nedeniyle yapılan harcamaların, sözleşmede belirtilmek ve emsaline uygun olmak şartıyla, reklâm ve sponsorluk harcamaları olarak ayrıştırılabilmesi mümkündür. Örneğin, bir kurumun, bir klübe bonservis bedelini karşılayarak transfer ettiği bir sporcuyu aynı zamanda şirketin veya ürünlerinin tanıtımına yönelik reklâmlarda kullanması halinde, reklâm faaliyetine ilişkin harcamalar, bonservis bedelinden sözleşmede belirtilmek ve emsallerine uygun olmak şartıyla ayrıştırılabilecek ve reklâm gideri olarak dikkate alınacaktır.
2.1.1. Bir Örnek Doğrultusunda Konunun Açıklanması
Bir kurumun dönem içerisinde reklâm faaliyeti ile ilgili 2.000,00 TL ve profesyonel bir spor kulübüne yapmış olduğu 3.000,00 TL sponsorluk harcaması vardır. Dönem sonunda 5.000,00 TL dönem kazancı olan bu kurum reklâm giderlerini ve sponsorluk harcamasını dönem içerisinde giderleştirmiştir. Buna göre söz konusu kurumun giderleştirmesinde bir hata var mıdır, vergi matrahı değişecek midir, doğrultusundaki sorulara aşağıdaki şekilde cevap verilebilir;
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun “Safi Kurum Kazancı” başlıklı 6. maddesinde, Kurumlar Vergisi’nin, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinde hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 37 ila 52’nci maddeleri arasında düzenlenen ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinde safi kazancın tespit edilmesi için aşağıdaki giderlerin indirilmesi kabul edilir, denilmiş; 1. fıkrasında ise, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler, belirtilmiştir.
Reklâm harcamaları ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile alakalı olduğundan Gelir Vergisi Kanunu m. 40/1’e göre dönem içerisinde gider yazılmasında eleştirilecek herhangi bir husus yoktur. 2000 TL reklâm harcaması dönem içerisinde gider yazılabilir.
Sponsorluk harcamalarıyla ilgili olarak, yukarıdaki açıklamalarda da belirtildiği gibi, GVK’nın 40’ıncı maddesinin 1 numaralı bendindeki ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan giderlerin ticari kazancın tespitinde doğrudan indirilebileceğine ilişkin genel hükmün varlığına rağmen sponsorluk harcamalarının vergi kanunlarında özel olarak düzenlenmiş ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesinde diğer indirimler başlığında düzenlenmiştir. Asıl olan ve dikkat edilmesi gereken bu maddelerde sponsorluk indiriminin sayılmasının nedeni; bu harcamaların ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile dolaylı ve ölçülemeyen ilişkisinin var olmasıdır. Bu sebeple dönem içerisinde yapılan sponsorluk harcamaları dönem içerisinde direkt olarak gider yazılamayıp Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesine göre (Gelir Vergisi mükellefi ise GVK 89. maddeye göre) beyannamede ayrıca gösterilmek, dönem içerisinde gider yazılarak gösterilmiş ise matraha KKEG olarak eklenmek şartıyla matrahta gösterilmeli, bu aşamadan sonra beyanname üzerinden indirim oranına göre indirim yapılması gerekmektedir.
Sorumuzda ise sponsorluk harcaması profesyonel bir spor kulübüne yapılmış olması sebebiyle Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesine göre %50’si indirim konusu yapılabilecektir.
2.2. Gelir Vergisi Bakımından Değerlendirilmesi
GVK’nın 89’uncu maddesinin 8 numaralı bendi uyarınca “3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si” yıllık beyanname ile bildirilen gelirden indirilebilmesi veya kurum kazancının tespitinde giderler olarak hasılattan düşülebilmesine imkân tanınmıştır. Sponsorluk Yönetmeliği’ne göre6 kurumlar nakdî sponsorluk yanında gayri nakdî sponsorluk yapabilecekleri göz önüne alınırsa, mükellef nakit olarak para verebileceği gibi ürettiği bir ürünü veya satın alacağı bir malı sponsor kapsamında verebilecektir7.
Sponsor harcamalarının ticari kazançtan düşülebilmesine ilişkin hükümlerin yer aldığı GVK’nın 89. maddesinin başında “Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirden aşağıdaki indirimler yapılır…” şeklinde bir ifade yer aldığından ilgili hesap döneminde tahakkuk eden sponsorluk harcamaları ancak ilgili dönemde kazanç oluşması halinde indirim konusu yapılabilir. İlgili yılda matrah oluşmuyorsa söz konusu giderler KKEG olarak kurum kazancına ilave edilir. Gelir vergisinin muhatapları olarak bu indirimden sadece ticari ve zirai kazanç sahipleri ile serbest meslek erbabı değil Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. maddesine göre yıllık gelir vergisi beyannamesi veren tüm mükellefler (menkul sermaye iradı ve gayrimenkul sermaye iradı sahipleri de dâhil) yararlanabilecektir.
Gelir vergisi mükellefleri yapacakları sponsor harcamaları yıllık beyanname ile bildirecekleri gelirlerden indirim konusu yapabilmektedirler. Dolayısıyla, zarar beyan eden gelir vergisi mükelleflerinin sponsor kapsamında yapmış oldukları harcamaları indirim konusu yapmaları mümkün bulunmamaktadır. Gerek zarar beyanı gerekse gelirin yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen sponsor harcamalarının daha sonraki yıllarda indirim konusu yapılması veya zarar olarak devredilmesi ise GVK m. 89’a göre mümkün değildir. Sponsorluk harcamasının ayın olarak yapılması halinde yapılan harcamanın yıllık gelirden düşülmesi veya kazancın tespitinde gider yazılmasında mal veya hakkın maliyet bedeli veya mukayyet (kayıtlı) değeri bu değerler bilinmiyorsa Vergi Usul Kanunu hükümleri çerçevesinde takdir komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınacaktır.
2.3. Katma Değer Vergisi Bakımından Değerlendirilmesi
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/1 maddesinde; “Genel ve Katma bütçeli dairelere, İl özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, döner sermayeli kuruluşlara, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşlarına, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasi partiler ve sendikalara, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıklarına, kamu menfaatine yararlı derneklere, tarımsal amaçlı kooperatiflere, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara, bedelsiz olarak yapılan her türlü mal teslim ve hizmet ifalarının KDV’den istisna olduğu” hüküm altına alınmıştır. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30’uncu maddesinde ise vergiden istisna edilmiş malların teslimi ve hizmet ifasıyla ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan KDV’nin indirim konusu yapılmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, ayın olarak yapılan sponsor harcamalarının KDVK’nın 17/1. maddesinde sayılan kurumlardan birisine yapılmış olması halinde KDV hesaplanmaması, sponsor kapsamında verilen malların (forma, top, çanta vb.) alımında veya imalatında yüklenilen KDV’nin de gider olarak dikkate alınması, önceki dönemlerde indirim konusu yapılmış olan KDV’nin ise malların sponsor kapsamında teslim edildiği dönem KDV beyannamesine hasılat KDV olarak yazılmak suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir8.
Ayrıca, yukarıda sayılanlar dışındaki kurum ve kuruluşlara yapılan sponsorluk kapsamındaki ayni mal teslimlerinde ise maliyet veya emsal bedel üzerinden katma değer vergisi hesaplanması ve bu mallar dolayısıyla yüklenilen vergilerin de indirim konusu yapılması gerekmektedir. Nakdî olarak yapılan sponsor harcamaları KDV’nin konusuna girmemesine karşın sponsor harcamalarının ayni olması durumunda KDV’nin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Bir diğer konu ise sponsorluk ve reklâm harcaması alanların vergilendirilmesi konusudur. Bu konu ile ilgili olarak düzenlemelerin de yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin 2.1.3.2.9.1. Tevkifat Uygulayacak Alıcılar ve Tevkifat Oranı bölümüne göre “profesyonel spor kulüpleri sponsorluk yoluyla veya reklâm almak (reklâm alanları ve panolarının kiralanması dahil) suretiyle reklâm gelirleri,
…. elde etmektedir. Spor kulüplerinin genel oranda KDV’ye tabi olan bu gelirlerine konu işlemleri nedeniyle hesaplanan KDV’nin 9/10’u işlemin muhatapları (reklâm hizmeti alanlar, yayın faaliyetini gerçekleştirenler, isim hakkını kullananlar vb.) tarafından tevkifata tabi tutulacaktır.” denilmiştir. Bu düzenleme ile sponsorluk ve reklâm harcamalarının vergilendirilmesi ve tevkifata tabi tutulmasının yolu belirlenmiştir.