(0507) 695 86 77
Bizi takip edin:

Makaleler

Tarımda kullanılan kaçak elektriğin cezasının bilirkişi raporunun hatalı olması gerekçesiyle iptali.

Ağustos 13, 2020

Aşağıdaki Yargıtay Kararı kaçak elektrik kullanılmasına yönelik kaçak kullanım bedeline dair bir karardır.

Bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda, kaçak tespit yapılan tarihlerde ekili bitkinin türü ve bitki için gerekli sezon sulama süresi gibi zirai veriler dikkate alınarak kaçak elektrik tahakkuk bedeli hesaplanmıştır.

Tutanak tarihinde davalının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, sulama sezonuna göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak hesaplanma yapılamayacağı kuşkusuzdur.

Hal böyle olunca, mahkemece dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 Sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

T.C.
YARGITAY
HUKUK DAİRESİ

Hükme DAVA: Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalı hakkında kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiğini, davalının borcunu ödenmediğinden bahisle başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı, cevap dilekçesi sunmamış, bilirkişi raporuna itiraz ettiği dilekçesinde de davanın zamanaşımına uğradığını, hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeni ile düştüğünü, açılan kamu davasının yargılaması sürerken 25/03/2011 tarihinde davacı hesabına 10.836.00.- TL ödendiğini belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalının 141.535,26 TL için yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dairemizin 25/06/2018 Tarih ve 2016/20345 Esas, 2018/7010 Karar sayılı ilamı ile “Somut olayda, 03/07/2004 tarihli kaçak elektrik tutanağında abonesiz sayaçsız enerji kullanıldığı tespit edilmiş, elektrik mühendisi, hazırladığı bilirkişi raporunda toplam kaçak tahakkuk bedelinin 30.156.70.- TL olduğunu hesaplamış, taraflar rapora itiraz ettiğinden bu kez üç elektrik mühendisi ve bir mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda toplam

kaçak elektrik kullanım bedelinin 141.535.26.-TL olduğu belirlenmiş, davalı bu rapora da itiraz etmiş, mahkemece kurul raporu dayanak alınarak hüküm oluşturulmuştur. Diğer bir anlatım ile mahkemece çelişkilerin giderilmesi ,itirazların değerlendirilmesi sağlanmaksızın çelişkili raporlardan sonrakine değer verilerek yargılama sonlandırılmıştır. Mahkemece yapılacak iş; dosyanın önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişi kurulu tarafından incelenmesi sağlanarak, kaçak elektrik tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre davacı kurumun davalıdan isteyebileceği bedelin hesaplandığı, çelişkilerin giderildiği, itirazların karşılandığı bilimsel verilere dayalı, taraf ve Yargıtay denetimine açık bir rapor hazırlatılması, sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile çelişkiler giderilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Davalının yargılama sürerken, bu dosyaya sunulan 25/03/2011 tarihli banka dekontuna göre davacı kurum hesabına 10.863.55.-TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu dava dosyası ve ödeme belgesinin de bilirkişi kurulu tarafından incelenmesi sağlanarak mükerrer ödemeye neden olmamak adına hesaplanacak bedelden mahsubu konusunun değerlendirilmesi gerekirken anılan ödemenin gözardı edilmesi de doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.” denilerek bozulmuştur.

Mahkemece; bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile, davalının … 8. İcra müdürlüğünün 2012/1571 esas sayılı icra dosyasına 3.344,43 TL asıl alacak 3.172,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.517,06TL miktar yönünden yaptığı itirazın iptaline,takibin 3.344,43 TL asıl alacak ve 3.172,63 TL işlemiş faiz olmak üzere 6.517,06 TL miktar yönünden devamına,davacının icra inkar tazminatı talebinin alacağın hesaplamayı gerektirmesi nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.

Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 Sayılı karar alınmıştır.

Somut olayda; davalı çalışanları tarafından düzenlenen 03/07/2004 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında, davacı tarafından, abonesiz şekilde tarımsal sulama amaçlı elektrik kullandığı açıklanmış, bu tutanağa istinaden davalı tarafından kaçak elektrik tahakkuku yapılmıştır.

Mahkemece, yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmış,elektrik mühendisinin hazırladığı bilirkişi raporunda toplam kaçak tahakkuk bedelinin 30.156.70.- TL olduğunu hesaplamış, taraflar rapora itiraz ettiğinden üç elektrik mühendisi ve bir mali müşavir tarafından hazırlanan bilirkişi kurulu raporunda, toplam kaçak elektrik kullanım bedelinin 141.535.26.-TL olduğu belirlenmiş, mahkemece çelişkilerin giderilmesi için iki elektrik mühendisi, bir ziraat mündesi ve bir mali müşavirden rapor alınmış olup hazırlanan bilirkişi

raporunda kaçak elektrik kullanım bedelinin 14.207.98 TL olduğu açıklanmış olup; mahkemece, davalının yargılama sürerken, 25/03/2011 tarihli banka dekontuna göre davacı kurum hesabına 10.863.55.-TL ödeme yaptığı anlaşılmakla bu bedelin mahsubu ile kaçak elektrik kullanım bedelinin 3.344.43 TL olduğu, işlemiş faiz tutarının 3.172.63 TL olduğu açıklanarak hüküm oluşturulmuştur.

Ne var ki, hükme esas alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda,kaçak tespit yapılan tarihlerde ekili bitkinin türü ve bitki için gerekli sezon sulama süresi gibi zirai veriler dikkate alınarak kaçak elektrik tahakkuk bedeli hesaplanmıştır. Mahkemece, alınan bu hesaplama şekli benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Tutanak tarihinde davalının tarımsal sulama amaçlı kaçak elektrik kullandığı sabit olduğundan, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre kaçak elektrik bedeli hesabı yapılması gerektiği, sulama sezonuna göre belirlenen çalışma saatleri esas alınarak hesaplanma yapılamayacağı kuşkusuzdur. Yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilemez.

Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle, dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 Sayılı kurul kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 Sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK’nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.